6/07/2010

Korkun Ondan

Blog yazılarını okuduktan sonra yazası gelen insanlardanım ben. Canavar hayalleriyle yanıp tutuşan insanım ben. Başıma atraksiyon gelmeden de duramam ben. Yaklasık 4 saat öncesine kadar gözümde japon yapıştırıcısı vardı. Olayın gidişatına bakarsak eğer;

Küçük prenses yaptığı kolye ucunun ikiye ayrıldığını görür ve yüreğinde bir burkuntu(?) hisseder. Japon yapıştırıcısını alır ve açmaya çalışır. Ama saftoriklerin saftoriği prensesin bilmediği bir şey vardır. Boktan japon yapıştırıcısı sidikli cadının en yakın arkadaşıdır. Ve prenses kendisini açmaya çalışınca bokluğun alasını yapar, yani patlar. Prensesin suratı birden yanmaya hemen sonra da büzülmeye başlar. Sonra fark eder ki gözünde de aynı yanma ve sonra bir katılaşma... Ha'siktir der ve koşar banyoya. Gözünü her açtığında samanlıktaki iğreneye kıç üstü oturmuş gibi hisseder.Dayanamaz deli gibi ağlar. Salya sümük anasını babasını arar. Onlarda prensese "sıcak su ile yıka yüzünü" derler. Prenses; gözü küçülene ve kıpkırmızı hatta kenarları mosmor olana kadar gözünü sıcak su ile yıkar. Başınında ağrıması ile buna son verir, zaten boklu japon yapıştırıcısı uzaklara kaçmıştır. Sonra bu macera biter. Şimdi; prenses bu olayın bir ceza olduğunu düşünüyor. Çünkü o her gözü kızardığında "kör oleceğiiimmm" diye şakalar yaptığını sanan şımarığın teki. Ama artık cezasını çektiğine göre diyor ki;

"God does not play dice." ayağınızı denk alın okurlarım, bazılarını kızdırıyor olabiliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder